11 Ağustos 2015 Salı

Bitenler #4




Bu defa ki bitenler yazımda neler var neler yok öğrenmek istiyorsanız buyrun tek tek incelemeye başlayalım.
Aslında uzun zaman önce sıvı saç bakım ürünlerini kullanmaktan vazgeçmiştim. Ama aldığım bir setin içinden bu mor şişedeki Elidor'un ürünü çıkınca kullanmaya devam ettim. Kokusu çok hoş, saçlarımı taramadan önce uyguladığımda açılmasını da kolaylaştırdı. Ancak özellikle gidip almam zaten elimde bir iki tane daha firma gönderisi bu tarz ürünler mevcut.

Elidor'un Biotinli saç kremini de severek kullandım. Malum ombreden sonra saç uçlarım ekstra bakım istemeye başladı. Bende yıllar sonra saç kremiyle yeniden arkadaş oldum. Bunu çok sevmiştim ama şuan kullandığım Pantene'in kreminden daha memnun kaldığım için bunu özellikle staın alacağımı sanmıyorum.

Şampuan olarak şuan kremini hala kullandığım Pantene'in Yıpranmış Saçlar için olan ürününü kullandım. Bu markanın kokusu bana çocukluğumu hatırlatıyor. Saçıma ekstra bir iyiliği ya da kötülüğü olmadı. Tekrar alabilirim.

Watsons tarafından gönderilen Imperial Leather duş jelini çok sevdim. Köpürmesi, temizlemesi her şey süper. Tek sorun uygulamadan sonra ağzından bir süre ürün gelmeye devam ediyor kutu basınçlı olduğu için. Başka kokularını da alıp denemeyi düşünüyorum.

Palmolive'in yeni kokularından biri olan Akdeniz Bitkileri inanılmaz ferah bir ürün. Bana kokusu biraz ekşi geldi ama özellikle sıcak günlerde sanki ekstra ferahlık sağlıyormuş gibi hissettirdi.

Vücut peelingi olarakta Dirty Works'ün bu hindistan cevizli ürününü kullandım son zamanlarda. Kokusunu hiç sevemedim. Açıkçası pek yararını da görmedim. Tekrar satın almayı düşünmüyorum.
Instagramdan beni takip ediyorsanız Neutrogena'nın temizleyicisi için ne düşündüğümü zaten okumuşsunuzdur. İndirimde bulunca aldım çünkü önceleri kullanıp çok sevmiştim  ama bu defa
hayalkırıklığı yaşadım. Gözlerim her defasında kan çanağına dönüyor bunu kullanınca. Tekrar alma gibi bir niyetim yok.

Yine aynı markanın 2 fazlı göz makyaj temizleyicisi bence en koyu, çıkması en zor göz makyajlarını bile çıkarabilir. Sonrasında gözünüzün yağlı kalmasını dert etmiyorsanız tavsiye ederim. Ben arada bir alıp sadece yoğun göz makyajı yaptığımda kullanıyorum.

Bebak markasından gelen tonikle ilgili yazımı detaylıca okumak isteyenler burdan okuyabilirler. Nötr olduğum ürünlerden. İlerde alıp yeniden deneyebilirim ama şimdilik alacağımı sanmıyorum.

Garnier'in yine yeni ürünlerinden Saf&Temiz Neem Temizleme Jelini sevdim aslında ama durulanması bence çok zor. Yoğun bir ürün. Hele ki kazara çok kullanırsanız durulamak bir işkence. İndirimlerde falan tekrar alabilirim.


Bu kategorinin son ürünü de Moshos Garden'ın Clay Mask isimli kil maskesinin yazısını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. Ben çok sevdim. Özellikle indirimde yakaladığımda bol bol alabilirim.

H&M'in Body Butter'ını alırken ambalajına kanmıştım. İnce yapılı çok kuru ciltlerde işe yaramayacağını düşündüğüm bir ürün. Ben Yaz aylarında kullandığım için nemlendirmesinden memnun kaldım. Artık satılmıyor sanırım. Gerçi satılsaydı da tekrar almazdım.

BBW'ten aldığım True Blue serisinin göz rollonu özellikle uykusuz, yorgun günlerde çok işime yaradı. Biraz yapış yapış hissedebiliyorsunuz ama şişlikler için fena değildi.

Rexona'nın rollonu hakkında tek söyleyebileceğim çok bereketsiz oluşu. Rollon hakkında aşırı seçici değilim. Ne denk gelirse ( kokusuna bakıp ) onu alıyorum. O yüzden bunu da tekrar alabilirim.

Listerine Total Care Zero'yla aşk yaşadım. Hatta hemen gidip aldım yenisini. Eğer ağız bakım sularını ilk kez kullanacaksanız ya da benim gibi daha önce kullanıp ağzınız çok yandığı için kullanmayı bıraktıysanız buna bir şans verin.



Kozmetik açısından bereketli bir bitenler yazısı oldu bu çünkü bir sürü bitirmeye çabaladığım ürün bitti son zamanlarda.
Avon'un favori mascaralarımdan olan Spectra Lash mascarasının sanki biraz formülü değişmiş gibi geldi bana çünkü eskisi kadar verim alamadım. Ama yine de kullandığım bir çok mascaradan başarılı. Yazısını burdan okuyabilirsiniz.

Max Factor'ün Masterpiece Transform mascarası da fena değildi. Koşarak gidip yenisini almayacağım ancak indirimde tekrar kullanabilirim.

Rimmel London'In Scandaleyes serisinin bu keçe uçlu eyelinerını hiç sevmedim. 2-3 kullanımda renk vermemeye başladı. Ucunun kesimi de beni pek memnun etmedi.

Garnier'İn rollon kapatıcısı da bir çok kez alıp kullandığım ürünlerden. İnce yapısı, az kapatıcılığını seviyorum. İlerde yeniden alabilirim.
4 ruj şahane bir sonuç benim için ama uzun zamandır bitirmeye çalıştığım ve neredeyse bitmek üzere olan rujlardı. O yüzden pek zor olmadı diyebilirim.
İlk olarak Catherine Arley'in ne kadardır elimde olduğunu bilmediğim ama kokusu ve yapısı değişmediği için atamadığım kahve tonlarda 254 numaralı ruju var. Tekrar almayacağım hem rengi kendime pek yakıştırmıyorum hem de o kadar sevemedim.
Maybelline'in Peach Juice isimli pembe tonlardaki ruju da ışıltılı olması sebebiyle yeniden almayacağım ürünlerden.
Flormar'ın bordo ruju da ilk koyu renk rujum. Tee ne zaman almıştım. Anca bitti. Elimde bu tonda çok ürün var o yüzden yeniden almayacağım.
Clarins'in 05 numarası da yine simli bir ruj. Tekrar almayacağım çünkü en zor bitirdiğim ürün bu oldu ve bıktım :)

Vee karşınızda gurur tablom diyebileceğim Essence'in Quattro'larından 07 Over The Taupe ve         05 To Die For bitti!

Son günlere doğru özellikle koyu renklerin kenarında kalanlar parçalandı. Yani %100 ben bitirmedim. Gerçi bana göre o kadarı bile şahane bir başarı. İkisini de tekrar almayacağım.
İşte benim bitirdiklerim bunlardı. Sizin de bu aralar bitirmeye çalıştığınız ürünler var mı?

2 yorum:

  1. süper süper tebrik ederim hele de 4 ruj ve iki far paleti harika bir başarı..

    YanıtlaSil
  2. Ya pantene sampuanin kokusu benide cocukluguma goturuyor😀ayni duygulari yasamamiza sevindim

    YanıtlaSil